selimhartavi.com

SENEDİ İMZALAYAN ŞİRKET TEMSİLCİSİNİN BONONUN TANZİM TARİHİNDEN SONRA ŞİRKET ORTAKLIĞINDAN AYRILMASI- BONONUN DAVACI ŞİRKETİNİN TİCARİ DEFTERLERİNE KAYITLI OLMAMASI

T.C

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

 ESAS: 2005/19-556

KARAR:2005/679

TARİH: 30.11.2005 

2004/m.72

ÖZET : Dava menfi tespit talebidir. Davacı şirket adına senedi imzalayan şirket temsilcisi bononun tanzim tarihinden sonra şirket ortaklığından ayrılmıştır. Açıklanan deliller karşısında sırf bononun davacı şirketinin ticari defterlerine kayıtlı olmaması, davacı iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Bu durumda kambiyo senedinden davacı şirketin sorumlu olacağı düşünülmeden lehdar davalı hakkında açılan davanın kabulü isabetli değildir.

DAVA : Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Şişli Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davalı H. Bekiroğlu hakkında açılan davanın reddine, davalı Tanju Sadi Üste hakkında açılan davanın kabulüne dair verilen 31.5.2002 gün ve 1994/1173 E. 2002/801 K. sayılı kararın incelenmesi davalı T.Sadi Üste vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 30.12.2003 gün ve 2002/10086 E. 2003/13410 K. sayılı ilamı ile;

( … Davacı vekili, davalılardan Tanju S. Ü. tarafından müvekkili aleyhine girişilen icra takibine konu senedinin tanzim tarihi itibariyle kasa defterinde para girişi olmadığı gibi bonodaki imzaların müvekkili şirket yetkilisince atılmadığını, senetteki kaşenin şirket kaşesi olmadığını, şirketten olaylı tarzda ayrılan eski müdür davalı H. Bekiroğlu tarafından düzenlenmiş olabileceğini, adı geçen davalıların ortaklar kurulu kararınca üçüncü şahıslara olan borçlarından şirket ve yeni şeriklerin mesul olmayacağının kabul edildiğini belirterek, senetten dolayı müvekkili şirketin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Tanju S. Ü. vekili, takip konusu bononun davalı şirketin yetkilisi davalı H. Bekiroğlu tarafından tanzim edilerek verildiğinin şirket yöneticisinin değişmesinin, şirketi borçtan kurtarmadığını, şirketin yeni sahiplerinin bu borcun varlığından haberdar olduklarını, bono üzerindeki kaşeye ilişkin itirazın yerinde olmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

Davalı Habibe Bekiroğlu, şirkete verilen borç karşılığında senet tanzim edildiğini belirtmiştir.

Mahkemece, davalı H. Bekiroğlu aleyhine ikame etmiş olduğu davanın, davada sıfatı bulunmaması nedeniyle reddine, davalı Tanju S. Ü. hakkındaki davanın bononun davalı H. Bekiroğlu tarafından menfaat temini için düzenlenerek davalı Tanju S. Ü’ye verildiği her iki davalının bu amaçla birlikte hareket ettikleri gerekçesiyle davanın kabulü ile takibe konu 8/8/1994 tanzim 17/10/1994 vade tarihli 1.500.000.000 TL. bedelli bonodan dolayı Tanju S. Ü’ye borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı Tanju S. Ü. vekilince temyiz edilmiştir.

Takip ve dava konusu bononun düzenleme ( tanzim ) tarihinin 8/8/1994 olduğu, bononun bu tarihte davacı şirket yetkilisi davalı H. Bekiroğlu tarafından imzalanmış olduğu ve anılan davalı ile senet lehdarı Tanju S. Ü. aleyhine açılan ceza davasının beraat ile sonuçlandırdığı hususları ihtilafsızdır.

Davacı şirket adına senedi imzalayan şirket temsilcisi H. Bekiroğlu bononun tanzim tarihinden sonra 7/10/1994 tarihinde şirket ortaklığından ayrılmıştır. Açıklanan deliller karşısında sırf bononun davacı şirketinin ticari defterlerine kayıtlı olmaması, davacı iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Bu durumda kambiyo senedinden davacı şirketin sorumlu olacağı düşünülmeden lehdar davalı Tanju S. Ü. hakkında açılan davanın kabulü isabetli değildir… ),

Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

SONUÇ : Davalı Tanju Sadi Üste vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 30.11.2005 gününde oybirliği ile karar verildi.

Sosyal Medyada Paylaş

Leave a Comment