“MUHATAP ŞİRKETİN YETKİLİSİNİN GEÇİCİ OLARAK ÇARŞIYA GİTTİĞİNİ BEYAN EDEN ŞİRKET DAİMİ ÇALIŞANI “ BEYANI VEREN KİŞİNİN ŞİRKETİN DAİMİ ÇALIŞANININ OLMADIĞI
T.C
YARGITAY
9. Hukuk Dairesi
ESAS:2011/8482
KARAR: 2013/13299
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işyerinde 14.04.2000 tarihinden 2009 yılı sonuna kadar sürekli olarak çalıştığını, ekonomik sorunları gerekçe gösteren işverenin davacının ücretlerini ödemediğini, hizmet akdini haksız olarak feshettiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Cevap dilekçesi verilmemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Yargılamanın hukuka uygun ve sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunmanın özgürce ileri sürülebilmesi ve delillerin eksiksiz olarak toplanıp tartışılabilmesi, öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere, dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan davaya bakılamaz ve yargılama yapılamaz.
Davanın tarafları ile vekillerinin davaya ilişkin işlemleri öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin kendilerine bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın yapıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal hakları kısıtlanmış olur.
Tebligat Kanununun 12 nci ve 13 üncü maddeleri uyarınca, tüzel kişilere tebliğ yetkili temsilcilerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Temsile yetkili kişinin herhangi bir nedenle tebliğ yapıldığı sırada işyerinde bulunmaması veya bizzat alamayacak durumda olması halinde, kendisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürüne, bu da olanaklı değilse, tüzel kişinin o yerdeki memur veya işçilerinden birine yapılmalıdır. Bu sıraya uyulması yasal zorunluluk olup, aksi takdirde tebligat usulsüz sayılacaktır. Tüzel kişiliği olmayan, ancak 4857 sayılı İş Kanununun 2 nci maddesi anlamında işveren sıfatını taşıyan kamu kurum ve kuruluşları adına çıkarılan tebligatın, kurumun yetkili temsilcisine yapılması gerekir (Dairemizin 03.11.2008 gün ve 2008/4948 Esas, 2008/29807 Karar sayılı ilamı).
Somut olayda, davalı şirkete, dava dilekçesinin “… Mah. 26. Sk. Kat:1 D:3 …/…” adresinde daimi çalışan olarak “…” adlı kişiye tebliğ edildiği, ıslah dilekçesi ve bilirkişi raporunun da aynı adrese tebliğe çıkartıldığı, ancak, “ismen tanınmadığı” gerekçesiyle bila olarak iade edildiği, bu kerre aynı adrese TK.’nun 35.maddesine göre tebliğ edildiği, gerekçeli kararın ise, aynı adrese tebliğe çıkartıldığı ve “Muhatap şirketin yetkilisinin geçici olarak çarşıya gittiğini beyan eden şirket daimi çalışanı “… tebliğ edilmiştir” kaşesi vurularak 22/12/2010 tarihinde tebliğ edildiği, davalı şirketin Ticaret Sicilindeki adresinin ise “… Mahallesi 78026 sokak N:8 Zemin kat 1170 …/…” olduğu, dava dilekçesini daimi çalışan diye tebellüğ eden …’in … 1.İş Mahkemesi’nde başka bir şirket aleyhine (… Yemekçilik Temizlik Turizm İnşaat Tıbbi Görüntüleme Bilgisayar Otomasyon ve Yönetim Sistemleri San Tic Ltd Şti aleyhine) işçilik alacaklarına ilişkin olarak dava açtığı, söz konusu dava dilekçesinde “10.09.2004’de işe başladığı, 29.09.2010 tarihinde de iş akdi feshedilene kadar aralıksız ve kesintisiz çalıştığını” belirtildiği anlaşıldığından, dava dilekçesini tebellüğ eden kişinin (…’in) işbu davadaki davalı şirketin daimi elemanı olmadığı sonucu ortaya çıktığından ve dolayısıyla dava ve ıslah dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği, hukuki dinlenilme hakkının kısıtlandığı anlaşıldığından, hükmün sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı, sair yönleri incelenmeksizin, BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.