selimhartavi.com

KARINDA YAĞ OLUŞUMU -ESTETİK AMELİYAT – BOZMADAN SONRA ISLAH YAPILAMAYACAĞI

T.C
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
ESAS:2017/1486
KARAR:2019/326 K.

“İçtihat Metni”
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalılar vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

– K A R A R –

Dava, eser sözleşmesi niteliğinde estetik ameliyat sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olup, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu verilen hüküm davalılar vekillerince temyiz olunmuştur.

Davacı vekili; müvekkilinin annesi ….’ın davalı şirkete bağlı Özel …. Dünya hastanesinde plastik cerrah olarak çalışan diğer davalı doktor … tarafından yapılan ameliyat sonrasında hayatını kaybettiğini, ameliyat öncesinde….’ta bulunan rahatsızlıkların davalı doktora anlatılarak uyarıldığını, doktorun gerekli tahlilleri yapacakları yönünde beyanda bulunduğunu, fakat buna rağmen müvekkilin annesinin ameliyat sonrasında vefat ettiğini, davacı doktorun en hafif kusurundan dahi sorumlu olduğunu, annesini kaybetmesi neticesinde müvekkilinin ruhsal anlamda büyük bir çöküş yaşadığını, henüz 13 yaşında olması sebebiyle annesinin eksikliğini çok yoğun bir şekilde hissedeceğinin açık olduğunu belirterek 20.000,00 TL manevi tazminat ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı şirket vekili savunmasında;….’ın müvekkili şirkete ait hastaneye karnında yağ oluşumu şikayeti ile başvurduğunu, akabinde gerekli tüm tibbi tetkik ve tahlillerin yapılmasından sonra ameliyat edildiğini, ameliyat sonrasında da gerekli takiplerin yapıldığını ve herhangi bir olumsuz durumla karşılaşılmadığını, 25.01.2008 günü hastanın aniden kötüleşmesi üzerine derhal müdahalenin yapıldığını ancak hastanın vefat ettiğini, tüm bu aşamalarda müvekkili şirketin üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece verilen hüküm davalılar vekillerince temyiz olunmuştur.

1-Dosyadaki yazılar ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davanın …’a velayeten açılmış olmasına karşın karar başlığında davacı olarak …’ın gösterilmesi maddi hata olup mahallinde bu hususun düzeltilmesinin mümkün bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.

2-Mahkemece bozmaya uyularak karar verilmiş ve maddi tazminat tutarı ıslah edilen miktar üzerinden kabul edilmiş ise de Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 14.03.2012 gün 2012/2886 Esas, 2012/6798 Karar sayılı bozma ilamından sonra ve yine aynı dairenin, 08.02.2016 gün 2015/17764 Esas, 2016/1256 Karar sayılı bozma ilamından sonra dava ıslah edilmiş ise’de bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına ilişkin 06.05.2016 tarih, 2015/1 Esas, 2015/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre halen yürürlükte olan, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih, 1944/10 Esas, 1948/3 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın değiştirilmesine gerek bulunmadığına karar verildiğinden, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair karara aykırı şekilde esasında ıslah harcı da yatırılmadan usulüne uygun ıslah varmış gibi maddi tazminattan 5.000,00 TL dışındaki kısmın kabulü doğru olmadığı gibi kabule göre de ıslah edilen kısım aşılarak fazlaya hükmedilmesi hatalı olup mahkemece 5.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminat üzerinden davanın kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Karar bu yönden bozulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sosyal Medyada Paylaş

Leave a Comment