KUSUR TESPİTİ BAKIMINDAN OLAYIN ZİNCİRLEME KAZA MI YOKSA FARKLI ZAMANLARDA GERÇEKLEŞEN İKİ AYRI KAZA OLUP OLMADIĞININ TESPİTİ GEREKİR
T.C.
Yargıtay
17. Hukuk Dairesi
Esas No:2015/11241
Karar No:2015/14155
K. Tarihi:15.12.2015
MAHKEMESİ : …Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı …’e ait aracın tam kusurlu olarak sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda, davacıya ait araçta hasar oluştuğunu ve hasarın tespit ettirildiğini ileri sürerek, 6.000 TL değer kaybına ilişkin tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 01.06.2010 tarihinde harcını tamamlayarak talebini 7.912,50 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulü ile … aleyhine açılan davanın feragat nedeni ile reddine, 6.000 TL tazminatın davalı ….’ten tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı….. ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan, Dairemizin 18.11.2013 tarihli, 2013/16021 Esas, 2013/15971 Karar sayılı bozma ilamında; “… davalı Taner’in %75 oranında kusurlu olduğunu belirten bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş ise de, trafik kazası tespit tutanağında davalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun, ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda ise davalılardan …ve dava dışı sürücü ….’in meydana gelen kazada bir kusurunun bulunmadığının belirtildiği, bu durumda, kusur oranları yönünden dosyada mevcut belgeler ve bilirkişi raporları arasında çelişki meydana geldiği, mahkemece dosyanın İstanbul Teknik Üniversitesi ya da Karayolları Fen Heyeti gibi kuruluşlardan oluşturulacak yeni bir uzman bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, kaza tespit tutanağı, yol durumu, tanık ifadeleri, resimler, araçların çarpışma noktaları, mevcut bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte irdelenmek suretiyle, raporlar arasında kusur oranları yönünden meydana gelmiş olan çelişkilerin giderilerek, sürücülerin kusur oranlarının yeniden tespiti için rapor alınması ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip kazanılmış haklar da dikkate alınarak varılacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle, davacı ve davalı Taner lehine bozma yapılmıştır.
Mahkemece; bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; birinci kazada davalı Taner’in %100 kusurlu, davacının aracını kullanan Şevki Akyol’un kusursuz olduğu; ikinci kazada ise davalı Taner’in kusursuz, davacının sürücüsü Şevki’nin %100 kusurlu olduğu tespitine dayalı 03.09.2014 tarihli bilirkişi raporu benimsenerek; davacının aracında hasarın meydana gelmesine neden olan ikinci kazada davalı Taner’in kusurunun bulunmadığı, davacının, kazada kusurlu olan ve aracını kullanan davalı Şevki’ye yönelik davasından bozma öncesi feragat ettiği, aracında meydana gelen zararı davalı Taner’den isteme hakkının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda uyuşmazlık, iki ayrı kazanın mı yoksa zincirleme kazanın mı olduğu noktasında toplanmaktadır. Tarafların kusur durumlarının tespiti için öncelikle bu hususun aydınlatılması gerekmektedir. Kaza tutanağındaki anlatımdan, olayda zincirleme bir kazanın söz konusu olduğu kanaatine varıldığı, kesinleşen ceza yargılamasında esas alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunda da kazanın zincirleme kaza olduğu tespitine göre kusur belirlemesinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Bozma sonrası alınan 03.09.2014 tarihli İstanbul Teknik Üniversitesi heyet raporunda ise, iki ayrı kazanın varlığı kabul edilmek suretiyle kusur oranları belirlenmiştir. Bu durumda, mahkemece, olayda zincirleme bir kazanın mı, yoksa iki ayrı kazanın mı söz konusu olduğu tespitine yönelik Karayolları Fen Heyetinden rapor alınarak, zincirleme kazanın varlığının kabul edilmesi halinde usuli kazanılmış haklar doğrultusunda davalı Taner %75 kusurlu kabul edilmek suretiyle, iki ayrı
kazanın olduğunun kabul edilmesi durumunda ise, davalı Taner’in kusursuz olduğu tespitine göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, 15/12/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere göre, davanın kısmen kabulü ile … aleyhine açılan davanın feragat nedeni ile reddine, 6.000 TL tazminatın davalı ….’ten tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı….. ve davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan, Dairemizin 18.11.2013 tarihli, 2013/16021 Esas, 2013/15971 Karar sayılı bozma ilamında; “… davalı Taner’in %75 oranında kusurlu olduğunu belirten bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmuş ise de, trafik kazası tespit tutanağında davalı araç sürücüsünün asli kusurlu olduğunun, ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda ise davalılardan …ve dava dışı sürücü ….’in meydana gelen kazada bir kusurunun bulunmadığının belirtildiği, bu durumda, kusur oranları yönünden dosyada mevcut belgeler ve bilirkişi raporları arasında çelişki meydana geldiği, mahkemece dosyanın İstanbul Teknik Üniversitesi ya da Karayolları Fen Heyeti gibi kuruluşlardan oluşturulacak yeni bir uzman bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, kaza tespit tutanağı, yol durumu, tanık ifadeleri, resimler, araçların çarpışma noktaları, mevcut bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte irdelenmek suretiyle, raporlar arasında kusur oranları yönünden meydana gelmiş olan çelişkilerin giderilerek, sürücülerin kusur oranlarının yeniden tespiti için rapor alınması ve dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip kazanılmış haklar da dikkate alınarak varılacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmek suretiyle, davacı ve davalı Taner lehine bozma yapılmıştır.
Mahkemece; bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda; birinci kazada davalı Taner’in %100 kusurlu, davacının aracını kullanan Şevki Akyol’un kusursuz olduğu; ikinci kazada ise davalı Taner’in kusursuz, davacının sürücüsü Şevki’nin %100 kusurlu olduğu tespitine dayalı 03.09.2014 tarihli bilirkişi raporu benimsenerek; davacının aracında hasarın meydana gelmesine neden olan ikinci kazada davalı Taner’in kusurunun bulunmadığı, davacının, kazada kusurlu olan ve aracını kullanan davalı Şevki’ye yönelik davasından bozma öncesi feragat ettiği, aracında meydana gelen zararı davalı Taner’den isteme hakkının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda uyuşmazlık, iki ayrı kazanın mı yoksa zincirleme kazanın mı olduğu noktasında toplanmaktadır. Tarafların kusur durumlarının tespiti için öncelikle bu hususun aydınlatılması gerekmektedir. Kaza tutanağındaki anlatımdan, olayda zincirleme bir kazanın söz konusu olduğu kanaatine varıldığı, kesinleşen ceza yargılamasında esas alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunda da kazanın zincirleme kaza olduğu tespitine göre kusur belirlemesinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Bozma sonrası alınan 03.09.2014 tarihli İstanbul Teknik Üniversitesi heyet raporunda ise, iki ayrı kazanın varlığı kabul edilmek suretiyle kusur oranları belirlenmiştir. Bu durumda, mahkemece, olayda zincirleme bir kazanın mı, yoksa iki ayrı kazanın mı söz konusu olduğu tespitine yönelik Karayolları Fen Heyetinden rapor alınarak, zincirleme kazanın varlığının kabul edilmesi halinde usuli kazanılmış haklar doğrultusunda davalı Taner %75 kusurlu kabul edilmek suretiyle, iki ayrı
kazanın olduğunun kabul edilmesi durumunda ise, davalı Taner’in kusursuz olduğu tespitine göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, hükmün BOZULMASINA, 15/12/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.