Evlilik birliğinin sona erdirilmesi aşaması olarak kabul edilen boşanma tarafların bu süreçten sonraki hayatı açısından bir dönüm noktası oluşturur. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nda boşanma oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu yüzdendir ki, Aile hukukunu ilgilendiren boşanma davalarında hassas yaklaşımlarla çözüm üretilmesi gerekmektedir.

Evlilik birliği temelinden sarsılmış, ve  müşterek hayatın yeniden tesisi mümkün olmadığı gibi evliliğinde devam etmesinde tarafların ortak bir menfaati de kalmamış ise Boşanma kaçınılmazdır. Boşanma sürecinin doğru yönetilmesi ve sonuçlandırılması için boşanma konusunda uzmanlaşmış avukatların yardımı ile davaların takip edilmesi, yasal hakların temini için hayati öneme sahiptir. Nitekim boşanma davası sürecinde mağduriyet yaşamanız yani hukuki desteğinizin olmaması boşanma sonrasındaki hayatınızda kötü bir dönem başlangıcı olacaktır.

Boşanma Hukuku kapsamında Özel Boşanma nedenlerine dayalı davalar ile Çekişmeli (Şiddetli geçimsizlik) Boşanma davaları, Anlaşmalı Boşanma, Babalık davası, Nafaka ve Nafakanın artırılması talepleri, Boşanmaya bağlı Maddi ve Manevi Tazminat davaları ile Boşnma sonucunda Mal Rejiminin Tasfiyesi davaları etkin ve profesyonel hukuki yardıma en çok ihtiyaç duyulan dava türleridir.

Çekişmeli Boşanma davası, hem boşanma kararı verilmesinin hem de tazminat ve nafaka gibi mali taleplerin tarafların kusur durumuna göre belirlendiği bir dava türü olup bu nedenle özel hukuk alanında özellikle aile hukuku davaları konusunda uzmanlaşmış avukatların yardımı ile davaların takip edilmesi hakların temini açısından önemlidir.

Şanlıurfa'da Selim Hartavi I Avukatlık Bürosu; 18 yılı aşkın mesleki tecrübesiyle Aile Hukuku alanında özellikle Boşanma ve Mal Rejiminin Tasfiyesine ilişkin davalarda hem hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmeti sunmaktadır.

 

Takdiri Yargıç'a bırakmak yerine, takdiri biçimlendirecek, bağlayacak ve kontrol edecek uygun adımlar atılmalıdır. DAVA YARGIÇIN DEĞİLDİR... Hilmi Şeker

Sitemizde Boşanma Davalarına ait her türlü bilgiye ve konularıyla farklı emsal nitelikte güncel kararlara ulaşabilirsiniz

BOŞANMA HAKKINDA GENEL BİLGİLER

Boşanma aşamasında olan çiftlerin ilk aklına gelen sorulardan biri de bu hassas süreçte ne yapmaları gerektiğidir.

Boşanma konusunda tarafların hakları ve sorumlulukları konusunda kulaktan duyma pek çok yanlış bilgiler verilmektedir. Boşanma davalarında özellikle tarafların evlilik birliği içerisinde yaşadığı sorunlar ve  olaylar karşısında hak ve yükümlülükleri değişkenlik gösterebilmektedir. Bu nedenle başka bir şahsın boşanma davasında elde ettiği olumlu/olumsuz sonuçlar dava açacak olan kişide bir önryagı halini almaktadır. Bu konuda başka şahıslar tarafından verilen tavsiyeler yerine mümkün olduğu profesyonel ve tecrübeli bir avukatla olayları en detaylı şekilde yüzyüze görüşmek ve hukuki destek almak ve bunun sonucunda görüşmeye göre avukat tercih etmektir.

Boşanma hukuki bir süreç olduğu kadar psikolojik ve sosyal bir süreçtir. İyi bir boşanma avukatı, içinde bulunduğunuz hukuki süreci değerlendirirken karşılaşacağınız psikolojik ve sosyal zorlukları da göz önünde bulundurabilmelidir. Boşanma davaları diğer davalardan farklıdır. Kişilerin özel hayatını doğrudan etkileyen özel davalardır. Her özel davada farklı hukuk kurallarının uygulanması ve farklı hukuk hükümleri ile farklı menfaatlerin korunması gerekli ve vazgeçilmezdir.

İlgili yasaları bilmek, en son yasal içtihatları takip etmek ve boşanma işlemlerini doğru bir şekilde yürütmek boşanma ve aile hukuku davalarında avukatın sahip olması gereken niteliklerdir. Ayrıca boşanma ve aile hukuku alanında uzun yıllara dayanan deneyim, şüphesiz bu sürecin yönetilmesinde fayda ve kolaylıklar sağlayacaktır.

Boşanma Davalarında Hakimin Yükümlülüğü

Boşanma davasında hakimin tarafsızlığı diğer davalardan farklıdır. Zira TMK m. 169 hâkimi, boşanma davası açılmakla eşlerin ve çocukların geçimine, barınmalarına, malların yönetimine ilişkin tedbirleri resen almakla yükümlü tutmuştur. Bu da ancak ekonomik ve sosyal gücü elinde tutan taraftan alınıp zayıf olana verilmekle mümkündür. Silahların eşitliği prensibi de bunu gerekli kılar. - Uygulamada bu, çoklukla tedbir nafakası olarak adlandırılan bir miktar paranın güçsüz olan tarafa verilmesi şeklinde gerçekleşir.- Aksi halde kişi sırf dava açma hakkını kullandığı için mağdur edilmiş olur. Kuşkusuz bu yükümlülük, tarafın yerine geçip delil toplamayı gerektirmez.

SIK SORULAN SORULAR