İCRA KEFALETİ- KEFALET SÖZLEŞMESİNİN GEÇERSİZLİĞİ- KEFALET SÖZLEŞMESİNDE BORÇ MİKTARININ EL YAZISIYLA YAZILMAMASI
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/3711
KARAR NO : 2018/699
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAHRAMANMARAŞ 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/06/2017
NUMARASI : 2016/41 – 2017/176
DAVACI : S C
(İstinaf talebinde bulunan)
VEKİLİ : Av. SELİM HARTAVİ
DAVALI : M İNŞ PET TİC LTD ŞTİ
(İstinaf talebinde bulunan) Hoca Bulvarı Maraşhan Sitesi B Bl Kat 5 Onikişubat/ K.MARAŞ
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kefalet akdinden kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 04/04/2018
Taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Davalı şirket tarafından dava dışı …..İnş.Malz.Demir Çelik Müh.San Tic Ltd Şti, Adem , Servet ve İbrahim aleyhine K.Maraş 3.İcra Müdürlüğünün 2015/6991 E sayılı takip dosyası ile 440.000,00 TL lik icra takibine başlanıldığını alacaklı tarafça borcun tahsili amacıyla müteselsil borçlulardan Adem ‘e müracaat edilmesi üzerine müvekkilinin matbu evrak üzerinde 03.08.2015 tarihinde icra kefili sıfatıyla icra taahhütnamesi imzaladığını, taahhüt tutanağının kefil sıfatıyla imzalanmasının kefil sorumluluğu doğurmayacağını, taahhütnamede kefilin sorumlu olduğu azami miktar ve kefalet tarihinin müvekkilinin el yazısı ile yazılmadığını, bu haliyle tutanağın 6098 Sayılı TBK’nun 583.maddesine uygun olmadığını belirterek davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, açılan davanın reddini istemiştir.
Mahkeme, dosyada bulunan ve icra müdürlüğü önünde verilen icra kefalet sözleşmesinin incelenmesinde davacının kefil olarak sözleşmeye imza attığı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun kefalete ilişkin hükümlerinde, kefil olarak sözleşmeye imza atan şahsın sorumluluk miktarının kefilin el yazısı ile belirtilmesi ve bu hususun kefil tarafından ıslak imzalı olarak imzalanması gerektiği ve kefalet sözleşmesinin yapıldığı sırada kefilin evli olması durumunda en geç sözleşme imzalanana kadar eşin kefalete ilişkin rızasının alınması gerektiğine yer verildiği, İcra dairesi önünde verilen kefaletinde kural olarak TBK’nun 581 ve devamı maddelerine tabi olduğu, icra dairesi önünde verilen kefalet kanun gereğince müteselsil kefalet olduğu, bu hususlar ve icra dairesi önünde yapılan icra kefaleti sözleşmesi dikkate alındığında dava konusu kefalet sözleşmesi geçerli olmadığından davanın kabulüne, davacının borçlu olmadığının tespitine ancak kötü niyet tazminatının reddine karar vermiştir.
Karara karşı davacı taraf istinaf başvurunda bulunarak; davalı alacaklının kötü niyetli olduğunu yasada aranan tüm şartların yerine gelmesine rağmen icra inkar tazminatına hükmedilmemesinin yerinde olmadığını kararın kaldırılarak taleplerinin tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Karara karşı davalı taraf istinaf başvurunda bulunarak; mahkeme tarafından verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemelerine ait olmadığını ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, taraflar arasında usulüne uygun yapılan bir icra kefaletnamesi olduğunu ve davacının kefil olduğu borç itibariyle hukuki sorumluluğunun olduğunu, ayrıca mahkeme davacı lehine maktu vekalet ücreti hükmetmesi gerekirken nispi vekalet ücreti hükmetmesinin hatalı olduğunu, bu nedenlerle mahkeme kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dosya istinaf sebepleri ile birlikte HMK’nun 355. maddesi çerçevesinde incelenmiş ve kararın, dava dayanağı icra kefalet senedinin TBK nun 583/1. Maddesinde belirtilen unsurların el yazısı ile yazılmasının zorunluluğu bakımından istenilen şekil şartlarını taşımadığı ve 584. Maddeye göre zorunlu olan eşin rızasının da bulunmadığı belirlenerek mahkemece, dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan iddia ve savunma ile birlikte hukuka uygun şekilde değerlendirilmek suretiyle dairemizce de benimsenen yasal ve hukuksal gerekçelere ve maddi delillere dayandırılarak verilmiş olduğu anlaşılmakla, kefalet akdinin geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ancak takip esnasında oluşan kefillik durumu nedeniyle takibe dahil edilmesi halinin varlığı kötü niyeti ortaya koymayacağından şartları oluşmadığından kötüniyet tazminat talebinin ise reddine dair usul ve yasaya uygun olan karara karşı tüm istinaf sebepleri yerinde bulunmadığından aşağıda hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Kahramanmaraş 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/41 Esas ve 2017/176 sayılı kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 30.056,00-TL nispi karar harcından, peşin alınan 7.522,00-TL harç düşüldükten sonra kalan 22.534,00-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacıdan yeterince harç alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 361. Maddesi gereğince tebliğden itibaren iki hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/04/2018
Başkan Üye Üye Katip
29297 41382 95144 128473
¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e-imzalı