ARAÇ KİRALAMA SÖZLEŞMESİNDEN KOPARILAN BONO- MENFİ TESPİT DAVASI- SENEDİN ANLAŞMAYA AYKIRI DOLDURULMASI

T.C
YARGITAY
19. Hukuk Dairesi

2016/7855 E. , 2016/15009 K.

“İçtihat Metni”

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. … ve davalı vek. Av. …’in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketten araç kiraladığı sırada düzenlenen kiralama sözleşmesinin alt kısmında bulunan ve boş olarak imzalanan senedin araç teslim edilmediği ve borç olmadığı halde doldurularak icra takibine konulduğunu, senedin teminat senedi olduğunu iddia ederek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davaya konu senedin teminat senedi olmadığını, davacıya verilen borç karşılığı senedin düzenlendiğini, “malen ” ibaresinin senet düzenlenirken sehven yazıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, menfi tespit talebinin temel ilişkiden bağımsız soyut borç ikrarı içeren emre muharrer senede ilişkin bulunması nedeniyle kural olarak ispat yükünün davacıda olduğu, davaya konu senedin ihdas bölümünde “malen” ibaresi bulunduğu halde, davacı tarafça bu senedin teminat senedi olarak verildiği, davalı tarafça ise senedin davacıya verilen para borcu nedeniyle düzenlendiğinin iddia olunduğundan çift taraflı talil olgusu gerçekleştiği, bu durumda ispat yükünün yer değiştirmediği, davacının iddiasını yazılı belge ile ispatlaması gerektiği ancak ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, bonoya dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı, davalıdan araç kiraladığını ve bu nedenle düzenlenen sözleşme ile birlikte sözleşme altındaki bu senedi imzalayıp teminat amacıyla davalı şirkete verdiğini ancak sonradan kiralanan araç davalıya iade edildiği halde teminat senedinin geri verilmediğini, senedin karşılıksız kaldığını iddia etmiştir.

Davalı vekili, müvekkili şirketin araç kiralama işi ile uğraştığını, Rıfat Aydoğan’ın davacıya borç para verdiğini, o sırada şirkette bulunan matbu araç kiralama sözleşmelerinden birinin alt kısmındaki bölümün kesilerek bu senedin düzenlendiğini, teminat iddiasının yerinde olmadığını savunmuştur.

Mahkemece davacı, tarafından teminat iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olmadığı görülmüştür. Zira dava konusu senedin keşideci bölümündeki imzalar dışında sol üst köşesinde de bir imza bulunmaktadır. Bu durumda dava konusu senedin araç kiralama sözleşmesi ile birlikte aynı anda düzenlenip, daha sonra senedin sözleşmeden kesilmek suretiyle ayrılarak takibe konmuş olabileceği yolundaki iddianın daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesi ve davacının bu konudaki tüm delilleri eksiksiz olarak toplandıktan sonra hep birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.350.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 22/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

İLK DERECE MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARARI 

 

 

Sosyal Medyada Paylaş

Leave a Comment