ELEKTRİK ÇARPMASI -ESTETİK AMELİYAT GİDERLERİ- KUVVETLİ AKIM TESİSLERİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2016/6
KARAR NO : 2016/6
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : SAİT IŞIK (30220)
ÜYE : CANER EROKTAY (40995)
ÜYE : MEHMET ÇOBAN (41963)
KATİP :MEHMET ÖZKAYA (159892)
DAVACILAR : S S
VEKİLİ : Av.SELİM HARTAVİ – ŞANLIURFA
DAVALI : DİCLE ELEKTRİK DAĞITIM A.Ş. –
DAVANIN KONUSU : TAZMİNAT
KARARIN YAZILDIĞI
TARİH : 07.12.2016
TARAFLARIN DAVA VE CEVAP DİLEKÇELERİNİN ÖZETİ;
Davacı vekili 08/06/2012 tarihli dilekçesinde özetle; S S’nin 30/06/2011 tarihinde balkon temizliği yaparken elektrik akımına kapılarak ağır yaralandığı ve sürekli sakat kaldığını, olayın davalı kurumun kusurundan meydana geldiğini, davalı şirketin her türlü önlemi alması gerektiğini, kusursuz sorumluluğu olduğunu, Şanlıurfa Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 06/02/2012 tarih ve 2012/266 sayılı raporuna göre % 58 oranında kesin kalıcı sakatlığının bulunduğunu, estetik ameliyat bedelinin de maddi tazminat kapsamında değerlendirilerek, tüm tedavi masraflarıyla % 58 uzuv kaybı ve sürekli iş göremezlik durumu da nazara alınarak şimdilik 25.000,00 TL tazminat istediklerini, davacı S ile diğer davacıların manevi tazminat haklarının oluğunu belirterek S. S.için estetik ameliyat gideri normal tedavi masraflarıyla, sürekli sakatlık iş göremezlik nedenleriyle 25.000,00 TL maddi tazminat 15.000,00 TL manevi tazminat H. S., H. S., F. Ç. için 75.000,00 ‘er TL manevi tazminat olmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla toplam 400.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımından reddi gerektiği, müvekkilinin kusur ve sorumluluğu bulunmadığı, olayın kazazedenin kusurundan meydana geldiği, Cumhuriyet Savcılığının soruşturma dosyasında kurumun kusurlu olmadığının belirtildiği, anne, babasının bakım ve özen sorumluluğu gözetilerek kusur oranının ayrıca tespit edilmesi gerektiğini, sadece ek tedavi giderlerinin istenebileceğini, diğer tedavi giderinin ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ;
İlk Derece Mahkemesi 03.10.2016 tarih 2012/324 Esas 2016/679 sayılı kararı ile yapmış olduğu yargılama sonucunda davacıların maddi tazminat talebinin kabulü ile 66.574,82 TL nakdi tazminatın dava tarihi olan 08.06.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan alınarak davacılara verilmesine.
Davacıların manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ ile, 15.000,00 TL (S. S. için 6.000,00 TL, H. S. için 3.000,00 TL, H. S. için 3.000,00 TL, F. Ç. için 3.000,00 TL olmak üzere) manevi tazminatın dava tarihi olan 08/06/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak, davacılara verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
Davacıların 360.000,00 TL tutarındaki manevi tazminat talebinin reddine, karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili 27.10.2016 havale tarihli istinaf dilekçesinde meydana gelen kaza nedeniyle müvekkillerinin bir kusurunun olmadığını olayın tamamen davacı S. S.’nin kusuru nedeniyle meydana geldiğini, nedensellik bağının bulunmadığı ayrıca takdir edilen maddi ve manevi tazminat miktarının yüksek olduğundan bahisle kararın bozulmasını talep ettikleri anlaşılmıştır.
Davacılar vekili 09.11.2016 tarihli sistem üzerinden göndermiş olduğu istinaf dilekçesinde davalı tarafın yargılama aşamasında kusur raporunun kendisine tebliğ edilmesine rağmen süresinde itirazda bulunmadığı, bu nedenle sonradan bildirmiş oldukları itiraz dilekçelerine muvafakat etmediklerini,mahkemece estetik ameliyat giderleri yönünden olumlu yada olumsuz bir hüküm kurulmadığı, aktüerya bilirkişisinin raporunun yeterli olmadığı, mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının çok düşük olduğu, yargılama giderinin dağılımı hakkaniyete uygun olmadığından bahisle kararın bozulmasını talep ettikleri anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE :
Dava kusursuz sorumluluğa dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır. Dosya içerisinde bulunan tüm bilgi ve belgeler, doktor raporları, hastane evrakları, keşif, bilirkişi raporları,Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosyası birlikte değerlendirildiğinde mahkemece bir kısım delillerin hiç toplanmadığı, gerekçelendirilmediği gibi raporlar arasındaki çelişkilerin de giderilmediği ve taraf teşkilinin sağlanmadığı,buna mukabil eksik inceleme ile hüküm kurulduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK 353/1-a bendi 6.fıkrasında mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde a bendi gereği kararı kaldırarak dosyayı kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verileceği düzenlenmiştir..Mahkeme esasa etkili delilleri toplamadan ve topladığı delilerden hangisine üstünlük tanıdığını gerekçeli kararında tartışmadan,tarafların her bir talebi yönünden ayrı ayrı hüküm kurmadan,resen araştırma ilkesinin uygulandığı kamu düzenini ilgilendiren taraf teşkili sağlanmadan karar vermiş olması halinde de 6. fıkranın uygulanması uygun düşecektir.İncelemesi yapılan dosyada;
1-Davacı S. S.’nin dava açıldığında 18 yaşından küçük olduğu,bu nedenle davacı babası tarafından velayeten dava açıldığı,yargılama sırasında davacı S.’nın 18 yaşını doldurmasına rağmen taraf teşkili sağlanması yönünden davacının duruşmaya çağrılması gerekirse kendisini vekil ile temsil ettirmesi için süre verilmesi gerektiği,
2-Davacılar dava dilekçesinde maddi tazminat kapsamında açıkça estetik ameliyat gideri talep ettikleri, mahkeme bu talep yönünden delil toplanmadığı gibi alınan bilirkişi raporlarında da bu hususa hiç değinilmediği, gerekçeli kararda da tartışılmadığı gibi bu talep yönünden olumlu yada olumsuz bir karar verilmediği, estetik ameliyat giderleri yönünden tüm deliller toplanmalı, toplanan deliller ile birlikte işin uzmanı plastik cerrahi uzmanından, davacı S. da oluşan yanıkların estetik ameliyat gerektirip gerektirmediği, gerektiriyorsa tedavi masraflarının ne kadar olacağı yönünden denetime elverişli rapor alınması gerektiği,
3-Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosyasından alınan kusur raporunda bilirkişinin davalı kurumun herhangi bir kusurunun bulunmadığını tespit ettiği,bu nedenle soruşturma yönünden takipsizlik kararı verildiği, mahkemece yargılama sırasında olay yerinde yapılan keşif sonucunda alınan kusur raporunda ise davalı tarafın % 20 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, her iki rapor arasında çelişki olduğu bu çelişkinin mahkemece giderilmediği,hükme esas alınan bilirkişi raporunun dosya kapsamı, tarafların iddia ve itirazları ile ilgili yönetmeliğin olaya tatbiki yönünden değerlendirildiğinde, hükme esas alınabilecek nitelikte ve yeterlilikte olmadığı anlaşılmaktadır.Mahkemece,Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliği gereği oluşturulacak alanında uzman, mümkünse üniversite öğretim elemanlarından seçilecek 3’lü bilirkişi heyetinden yerinde keşif yapılarak yeniden rapor alınmak suretiyle ilgili yönetmelik hükümleri değerlendirilerek temas olmadan elektrik çarpması olayının yaşanıp yaşanamayacağı, olayın meydana geldiği binanın etrafındaki direklerde yüksek gerilim ve yaklaşma mesafesi ile ilgili uyarı levhası bulunup bulunmadığı, söz konusu enerji nakil hattının binaya olan mesafesi, ilgili yönetmeliğe göre, davalı elektrik şirketi yönünden bir ihlal söz konusu olmasa dahi ağır özen yükümlüğü gereği meydana gelen olayda sorumlu tutulup tutulamayacağı, bu özellikleri taşıyan bir tesisin meskun mahalde bulunup bulunamayacağı da değerlendirilmek suretiyle denetimine elverişli bilirkişi raporu alınmak suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verildiği kanaatine varılarak,mahkemenin kararının kaldırılıp dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 maddesi gereğince; Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 03.10.2016 tarih 2012/324 Esas 2016/679 sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verildiğinden Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 03.10.2016 tarih 2012/324 Esas 2016/679 sayılı dosyasının mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda tarafların yokluğunda HMK 353. maddesi gereği kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.12.2016
Sait IŞIK
Başkan
30220
Caner EROKTAY
Üye
40995
Mehmet ÇOBAN
Üye
41963
Mehmet ÖZKAYA
Katip
159892