GENEL TEHLİKE DOĞURACAK ŞEKİLDE BİNA YIKILMASINA VE ÖLÜME NEDEN OLMA
T.C
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
ESAS:2016/14722
KARAR:2018/6434
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(FİKRİ VE SINAI HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/07/2016 tarih ve 2007/56-2016/347 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, … Teknik Hizmetler Ltd. Şti. olarak 1997 yılında … Gıda Sanayi ve Pazarlama Ltd. Şti.’ ne … ‘nde bir idari bina ve bir … fabrikası projesi hazırladıklarını, henüz proje hazırlama aşamasında iken … Gıda Sanayi ve Pazarlama Ltd. Şti. ile davalıların yetkilisi oldukları yüklenici firma arasında inşaat sözleşmesi yapılarak inşaata başlandığını, yapılmakta olan inşaat ile uyuşmayan projelerinin de bu inşaatları ruhsatlandırmak için kullanıldığını, ayrıca başka bir firma tarafından hazırlanan … Depo Binası projesinin de kendileri tarafından hazırlanmış gibi gösterildiğini, ruhsattaki bina tanıtım bilgileri ile projeleri örtüşmediğini, yüklenici vasıtasıyla belediyeden yargıya intikal eden projelerin ve hesaplamaların da eksik olduğunu, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izinlerinde imzalarının bulunmadığını, mimari projede de mimar …’nın imzası ve meslek mührü ile belediye onayının bulunmadığını, kaçak olarak yapımına başlanan ve hazırladıkları projeyle örtüşmeyen, teknik olarak yetersiz ve güvensiz binanın 17/08/1999 tarihinde meydana gelen depremde yıkılarak biri iş sahibinin oğlu olmak üzere sekiz kişinin hayatını kaybettiğini ve haklarında … Ağır Ceza Mahkemesinde “Genel Tehlike Doğuracak Şekilde Bina Yıkılmasına ve Ölüme Neden Olma” suçundan yapılan yargılama sonucunda mahkumiyetlerine karar verildiğini, mesleki yönden büyük bir itibar ve gelir kaybına uğradıklarını, çevrelerinde oluşan intiba nedeniyle manevi yönden de kayba uğradıklarını, ayrıca yıllarca açılan davalarla uğraşmak zorunda kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ayrı ayrı 10.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 35.000,00 TL tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalılar vekili, öncelikle husumet ve zamanaşımı itirazlarında bulunmuş, davacıların … Ağır Ceza Mahkemesindeki dava dosyasında verdikleri ifadelerinde bu inşaatın projelerini kendilerinin yaptıklarını, hatta zemin etüdünü de kendilerinin yaptıklarını kabul ve beyan ettiklerini, bu beyanlarının açılan davadaki iddiaları ile çeliştiğini, başlamış ve bitmiş bir inşaatın zemin etüdünü yapmanın mümkün olmadığını, müvekkillerinin bir kusuru olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller, yapılan inceleme ve değerlendirmede dava konusu inşaat ruhsatının 02/09/1997 tarihinde alındığı halde sözleşmenin 16/04/1997 tarihinde düzenlendiği, idari binanın zemin artı üç katı ve 13,47 m yüksekliğinde olduğu, oysa imar paftasında yüksekliğin 6,5 m olarak yapılması gerektiği ve mer-i imar planına aykırı yapılaşma bulunduğu, projesi hazırlanmadan yapım işine başlandığı, projeye aykırı olarak yük asansörü ve yükleme rampası ilavesi olduğu, ayrıca binaya ilave çatı katı yapıldığı, fındık fabrikası binasına ait mimari projenin proje çizim tarihindeki mimari proje düzenleme esaslarına genelinde uyduğu, idari binaya ait projenin ise uygulamaya esas proje olmayıp ön proje/avan proje niteliğinde çizildiği, dolayısıyla Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu 1. maddesi uyarınca davacı … tarafından çizilen mimari projenin ve davacı … tarafından çizilen statik projenin fikir ve sanat ürünü olduğu, kişinin projeyi çizmekle odaya ve belediyeye onaylatmadan telif hakkı sahibi olacağı, mevcut davada da mimari statik proje antetleri ile inşaat ruhsatı ve yapı kullanma izin belgelerinde arsa parsel numaraları ve mahalleri konularında farklılıklar bulunduğu, inşaat ruhsatında mimari ve statik proje hazırlayan yerleri bulunduğu halde imza yerleri bulunmadığı, davacıların haklarının binaların müteahhidi olan davalılar tarafından ihlal edildiği gerekçesiyle maddi tazminat talebi açısından sadece davacı … tarafından çizilen mimari proje dosyaya sunulduğundan, bilirkişi raporunda hesaplandığı şekilde davacı …’nın maddi tazminat talebi kısmen kabul edilmiş, statik projeyi çizen …’nın statik proje dosyaya sunulmadığından ispat edilemeyen maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Davalı tarafça zamanaşımı def’inde bulunulduğu halde, mahkemece bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin işin esası hakkında hüküm tesisi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir.
2- Ayrıca kabule göre de, davalı tarafça davacıların proje müellifi sıfatıyla yargılandıkları … Ağır Ceza Mahkemesinin 1999/7 Esas sayılı dosyasında verilen ve kesinleşen karar ile dava konusu projeler nedeniyle kusurlu bulundukları savunulduğuna göre, anılan ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararının dava tarihi itibariyle yürürlükteki 818 sayılı BK 53. maddesi kapsamında işbu davaya etkisinin de değerlendirilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi de isabetli değildir.
3- Bozma sebep ve şekline göre davacılar vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle kararın davalılar yararına BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden taraflara iadesine, 17/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.