İTİRAZIN İPTALİ- UYUŞMAZLIĞIN İKİ TARAFININ TİCARİ İŞLETMESİNDEN KAYNAKLANMAMASI DURUMUNDA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ GÖREVLİDİR
T.C
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
ESAS: 2016/13555
KARAR:2018/12583
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıya değişik tarihlerde banka havalesi yoluyla toplamda 10.660,00 TL ve …gönderdiğini, borcun ödenmediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davacı ile şirket adına sahip oldukları ortak hesaplarının bulunduğunu, paranın şirket için kullanılmak üzere gönderildiğini, davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını beyan eden savunma yaparak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, …2. İcra Müdürlüğü’nün 2012/5506 E nolu dosyasındaki icra takibine yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin takip tarihindeki 27.000,00 USD’nin TL karşılığı olan asıl alacak ile 10.660,00 TL asıl alacak üzerinden olmak üzere toplam 58.000,00 TL üzerinden devamına, karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan sayılması gerekir. Kanunun 5. maddesinde ise, ticari davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Kanunu’nun 5/3 fıkrası uyarınca dava tarihi itibariyle de Asliye Hukuk Mahkemesi ile Asliye Ticaret Mahkemesi arasındaki ilişki görev ilişkisidir.
Somut uyuşmazlıkta, davacı, banka havalesi yoluyla davalıya borç olarak gönderdiği bedelin ödenmediğini ileri sürerek alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir. Davacı ve davalı gerçek kişi olup, tacir olarak kabul edilseler dahi uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesinden kaynaklandığına yönelik dosyaya yansıyan bir belge bulunmamaktadır. Bu durumda eldeki dava, ticari nitelikte bir dava değildir. Hal böyle olunca davaya bakmaya Ticaret Mahkemesi değil Asliye Hukuk mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. O halde mahkemece, davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevine girdiği gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre, davacı ve davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacı ve davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 29,20 TL harcın davacıya, 991,00 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.