KADASTRO ESNASINDA KÖK MİRASBIRAKANIN TAPULAMA SIRASINDA TAPULAMA TEKNİSYENİ HUZURUNDA VERDİĞİ MUVAFAKAT NEDENİYLE MUVAZAA İDDİASININ DİNLENEMEYECEĞİ

T.C
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
2021/328 E. , 2022/598 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası sonunda Çatalca 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen18/11/2020 tarih 2020/216 Esas 2020/417 Karar sayılı karar yasal süre içerisinde davacılar vekili tarafından duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; duruşma günü olarak saptanan 24/01/2022 Pazartesi günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı … vekili Avukat … ile temyiz edilen davalı vekili Avukat … geldiler. Davetiye tebliğine rağmen vasi … ve diğer temyiz eden davacı … v.d. vekili avukat gelmedi. Yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacılar, mirasbırakan … …’ün maliki olduğu 1844, 1845, 1846 ve 1847 parsel sayılı taşınmazlarını kadastro çalışmaları sırasında mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı bir şekilde oğlu … ile torunu Muhsin adına tespit ve tescil ettirdiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
II. CEVAP
Davalılar, iddiaların yersiz olduğunu, devir tarihi itibariyle taşınmazların değerinin çok düşük olduğunu, taşınmaz satın alabilecek durumlarının bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece, muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
IV. TEMYİZ
1.Temyiz Yoluna Başvuranlar
Yukarıda belirtilen karara karşı süresi içinde davalılar temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Bozma Kararı
Dairenin 05/11/2019 tarih ve 2016/9449 E., 2019/5662 K. sayılı kararıyla; “…dava konusu taşınmazların mülkiyetinin davalıların mirasbıranlarına devrini sağlayacak bir sözleşme mevcut olmayıp tescil isteği niteliğinde bulunan ve tapulama teknisyeni huzurunda yapılan tek taraflı bir tescile muvafakat beyanı mevcuttur. Yorum yolu ile de yukarıda açıklanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama alanı genişletilemez. Hal böyle olunca, dava konusu taşınmazların davalıların mirasbırakanları adına tapu kayıtlarının oluşmasının dayanağının kök mirasbırakanın tapulama sırasında tapulama teknisyeni huzurunda verdiği ve imzası tahtında bu yerlerin davalıların mirasbırakanları adına tespitine muvafakatini içeren tek taraflı beyanı olup, taşınmazların davalıların mirasbırakanlarına devrini sağlayan bir sözleşme ilişkisi bulunmadığından muris muvazaasına ilişkin 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının eldeki davada uygulanamayacağı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.” gerekçesiyle karar bozulmuş; davacılar vekilinin karar düzeltme istemi Dairenin 02/06/2020 tarih ve 2020/874 E., 2020/2093 K. sayılı kararıyla reddedilmiştir.
3. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 18/11/2020 tarihli ve 2020/216 E., 2020/417 K. sayılı kararıyla; bozma ilamında belirtilen gerekçe benimsenmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
4. Bozma Sonrası Mahkeme Kararına Karşı Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
5. Temyiz Nedenleri
Davacılar vekili, Kadastro tespiti sırasında taşınmazlara zilyet olanın 3. kişi değil mirasçı olup, K.K. 13/B maddesinin değil, 13/A maddesinin esas alınması gerektiğini, 13/A maddesinin kayıt sahibi ya da mirasçılarının zilyet olduğunda uygulanacak hükümleri düzenlediğini, somut olayda 3. kişi lehine muvafakat verilmiş gibi değerlendirme yapıldığını, oysa ki somut olayda mirasçının zilyetliği söz konusu olduğunu, tapulama memuru önünde yapılan muvafakat beyanının resmi şekilde yapılmış gibi kabul edildiğini ve somut olayda muris muvazaasına ilişkin İBK’nın uygulama yeri bulunduğunu, kadastro teknisyeni huzurunda verilen muvafakat beyanı doğrultusunda tespit yapıldığını, kadastro Kanunu ile tapulama memuru önünde verilen muvafakat beyanının tapu devrini sağladığını, 1978 yılında yapılan harici satış sözleşmesinin kadastro sırasında tapulama memuruna beyan edildiğini ve tutanağa geçtiğini, sadece tapu memuru önündeki beyana itibar edilmesinin hem Kadastro Kanunu’nun ruhuna aykırı olup hem de dar bir şekilde yorumlanması anlamına geldiğini, mirasbırakanın asıl amacının kız çocuklardan mal kaçırmak olduğunu, vekalet ücretinin yanlış hesaplandığını, 2020 karar tarihi itibarıyla vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 2021 yılı itibarıyla hükmedildiğini, karar tarihinin 18/11/2020 olup, 2021 AAÜT’nin ise 24/11/2020 tarihinde yani karar tarihinden sonra yayımlandığını, mirasbırakan ile davalı … arasında ve mirasbırakan ile bir kısım davalının mirasbırakanı … arasında kadastro tespiti öncesi ya da sonrasında düzenlenmiş bir satış sözleşmesi olup olmadığının araştırılmadığını, bu yönde 18/11/2020 tarihli duruşmada ve 15.11.2020 tarihli dilekçe ile talepte bulunduğunu ancak talebin karşılanmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
6. Gerekçe
6.1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
6.2. İlgili Hukuk
6.2. Hemen belirtilmelidir ki, 1.01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İBK’da değinildiği üzere, bir kimsenin; mirasçısını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği tapu sicilinde kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde iradesini satış doğrultusunda açıklamış olduğunun gerçekleşmiş bulunması halinde, saklı pay sahibi olsun ya da olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılarının, görünürdeki satış sözleşmesinin Türk Borçlar Kanunu’nun 19. (BK 18.) maddesine dayanarak muvazaalı olduğunu ve gizli bağış sözleşmesinin de şekil koşulundan yoksun bulunduğunu ileri sürerek dava açabilecekleri kabul edilmektedir.
Kural olarak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları konuları ile sınırlı, gerekçeleri ile aydınlatıcı ve sonuçları ile bağlayıcıdır. Görüleceği üzere butlan sonucunu doğurarak, mirasbırakanın temliki tasarruflarının iptaline imkan tanıyan 01.04.1974 tarih, 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanabilmesi için, temliki tasarrufa konu yapılan taşınmazın mirasbırakanın tapulu malı olması, gerçekte bağışlamak istediği bu malı ile ilgili olarak tapu memuru huzurunda, iradesini satış doğrultusunda açıklaması icap eder.
6.3. Değerlendirme
Dairenin bozma kararında; taşınmazların davalıların mirasbırakanlarına devrini sağlayan bir sözleşme ilişkisi bulunmadığından muris muvazaasına ilişkin 01.04.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının eldeki davada uygulanmayacağı ve davanın reddi gerektiği belirtilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda bu gerekçe benimsenerek davanın reddine karar verilmiş olması isabetli olmuştur.

V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 20/11/2021 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen davalılar vekili için 3.815,00-TL duruşma vekâlet ücretinin temyiz eden davacılardan alınmasına, aşağıda yazılı 21,40-TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/01/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sosyal Medyada Paylaş

Leave a Comment