MİRASÇI KONUMUNDA OLAN DAVALILARA HUSUMET YÖNELTMEK SURETİYLE MİRAS PAYI ORANINDA TAPU İPTAL VE TESCİL İSTEMLİ DAVA AÇMASI MÜMKÜNDÜR.
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2015/12112
KARAR NO : 2016/1034
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : HİLVAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/07/2013
NUMARASI : 2012/11-2013/88
DAVACI : A. Z
VEKİLİ: Av. Selim Hartavi
DAVALILAR : M.Z.
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 02.02.2016 Salı günü saat:10.25’te daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmediklerinden, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi Senem Altınbulak’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, ehliyetsizlik ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vasisi, kısıtlı Emine’nin bakıma muhtaç ve temyiz kudretinden yoksun olduğunu, kısıtlıya ait 13 parça taşınmazın vekil tayin ettiği gelini P.Z. tarafından Emine’nin oğulları olan davalılar M.ve R.’a satış yoluyla temlik edildiğini, davalıların el ve işbirliği içinde hareket ettiklerini ileri sürüp tapu kayıtlarının iptali ile kısıtlı E. Z. adına tescilini istemiştir.
Davalılar, vekâletin arazi satışları için verildiğini, vekâletin verildiği ve arazilerin satıldığı sırada Emine’nin akli melekelerinin yerinde olduğunu bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, kısıtlının yargılama sırasında ölümü ile vasilik görevinin son bulduğu, davacının miras payı oranında davaya devam etmek istediği, Emine’nin mirasının elbirliği halinde olup dava dışı mirasçıların olurlarının alınmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının, Şanlıurfa 4. Noterliğinde düzenlenen 06.12.2006 tarihli vekâletname ile tüm taşınmazlarını satmaya, satış vaadi sözleşmesi yapmaya davalı P. Z.’e yetki verdiği, aynı tarihli Şanlıurfa Devlet Hastanesi Psikiyatri Uzmanından alınan raporda, hukuki işlem yapma yeteneğinin bulunduğunun bildirildiği, daha sonra Şanlıurfa 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1152 E. 2012/31 K. sayılı dosyasında E. Z.in vesayet altına alınarak kendisine A.Z.nin vasi tayin edildiği, dava konusu 349, 361, 367, 377, 382, 399, 404, 406, 432, 442, 451, 461, 478 parsel sayılı taşnmazların kısıtlı davacı E. Z. adına kayıtlı iken yetkili vekil P. Z. tarafından 15.12.2006 tarihinde 7 parça taşınmazın davalı M.’e, 6 parça taşınmazın davalı R.’a satış yoluyla temlik edildiği, M.’in 406 parsel sayılı taşınmazı 24.01.2007 tarihinde dava dışı kişiye satarak devrettiği anlaşılmaktadır.
./..
Hemen belirtilmelidir ki, kural olarak ehliyetsizlik ve vekâlet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istekli davaların pay oranında açılmasına olanak yoktur. Ancak bu ilke üçüncü kişilere karşı açılacak davalar için geçerli olup, mirasçılar arasında görülen davada miras payı oranında tapu iptal ve tescil talebinde bulunulmasında usûle aykırı bir yön yoktur.
Somut olaya gelince, davacının kendisi gibi mirasçı konumunda olan davalılara husumet yöneltmek suretiyle miras payı oranında tapu iptal ve tescil istemli dava açması mümkündür.
Hâl böyle olunca, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, davalının da mirasçı konumunda olduğu gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verild