selimhartavi.com

MOTORSİKLETTE YOLCU OLARAK BULUNAN DESTEK- DESTEĞİN KASK TAKMAMASI- HAKKANİYET İNDİRİMİ

T.C
YARGITAY
17. HUKUK DAİRESİ
ESAS NO: 2015/15842 E.
KARAR NO:2018/8630 K.

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, 10.09.2012 tarihinde davacıların oğlu destek … yolcu olduğu motorsiklete trafik sigortasız aracın çarpması ile meydana gelen trafik kazasında desteğin vefat ettiğini belirterek şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek bankaların uyguladığı en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, dava öncesi yapılan ödemeler düşüldükten sonra kusur oranına göre davacı baba …’ın nihai ve gerçek maddi zararının 26.979,31 TL, davacı anne …’ın 27.318,04 TL nihai ve gerçek zararının doğduğu sabit görülerek bu miktarlar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülemeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53/3. maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
a) Davacılar destek … vefatı nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talep etmekte olup, kaza tarihinde destek 17 (17 yıl 3 ay) yaşındadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda destek yaşasaydı, evleneceği ve muhtemel 1 çocuğu olacağı kabul edilerek destek paylarının dağıtımı yapılmıştır. Anılan hesaplama hatalıdır. Şöyle ki; kükme esas alınan bilirkişi raporunda desteğin 1 çocuğunun olacağı kabul edilmiş ise de Dairemiz uygulamalarına göre 18 yaşında gelir elde etmeye başlayan desteğin askere gideceği, askerlik görevini tamamladıktan sonra 2 yıl içinde evleneceği ve bir yıl sonra bir çocuğu daha sonra ikinci çocuğunun olacağı varsayılarak hayatın olağan akışına göre bekar olarak ölen çocuğun ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki eşe iki anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16’şar pay ayrılması, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14’er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya %12,5’er pay verilmesinin uygun olacağı, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerekeceği, Dairemizin yerleşik uygulaması gereğidir. Bu haliyle bilirkişi raporunda desteğin sadece 1 çocuğu olacağı varsayımına dayalı pay ayrılması doğru görülmemiş olup, bozmayı gerektirmiştir.
b) Desteğin çocuk olması halinde 18 yaşın desteğin başlayacağı yaş olarak kabulü gerekmektedir. Davacıların talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı miktarının saptanması bakımından alınan ve mahkeme tarafından da hükme esas alınan bilirkişi raporunda; olay tarihinde 17 yaş 3 aylık olan destek … davacı anne ve babaya olacağı desteğin kaza tarihinden başlatılmış olması doğru görülmemiştir.
c) Türk Medeni Kanunu’nun 185. madde hükmü gereğince, anne-baba birlikte çocukların bakımından sorumludur, aynı yasanın 327.maddesinde ise “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır” denilmektedir.
Her baba ve annenin çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi (anne ve babadan birinin ya da her ikisinin çalışıp çalışmadığına ilişkin ayrıksı durumlar da göz önüne alınarak) gerekmektedir.
Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan aktüerya raporunda, desteğin 17 yaş 3 aylık olduğu, anne ve babasına destek olacağı kabul edilmiş, yetiştirme gideri tenzil edilmemiş olup, bu husus yerleşik uygulamaya aykırıdır.
O halde mahkemece, anlatılan bilgiler ışığında hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-818 sayılı Borçlar Kanunu’nun “tazminat miktarının tayini” başlıklı 43. maddesinde (6098 sayılı TBK 51. md); hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “Tazminatın tenkisi” başlıklı 44. maddesinde (6098 sayılı TBK 52. Md) ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.
Somut olayda; desteğin dava dışı … idaresindeki motorsiklette yolcu konumunda olduğu anlaşılmaktadır. Davalı, destek yolcunun koruyucu ekipman kullanmaması, kask, dizlik, dirseklik olmaması sebebi ile kusura katılımı dolayısıyla belli bir oranda kusur izafe edilmesi gerektiğini savunmuştur. Buna göre mahkemece, BK’nun 44. maddesi (TBK 52. md) uyarınca maddi tazminattan makul oranda ve hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerekip gerekmediğinin irdelenip tartışılması, ondan sonra varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2-a), (2-b), (2-c) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 04/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Sosyal Medyada Paylaş

Leave a Comment