selimhartavi.com

TEK TARAFLI TRAFİK KAZASI – DESTEKTEN YOKSUNLUK ZARARININ OLUŞUMUNDAKİ KUSURUN DAVACIYA YANSITILAMAYACAĞI

           T.C
YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
ESAS    : 2018/2901
KARAR: 2018/12777

“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 23.01.2018 Salı günü davacı vekili Av. … geldi. Davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra eksiklik nedeniyle iade edilen dosya ikmal edildikten sonra tekrar gelmekle dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, davalıya zorunlu trafik sigortalı aracı kullanan sigortalı murisin tek taraflı trafik kazası sonucu vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin eşi ve çocukları olup destekten yoksun kaldıklarını beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için ayrı ayrı 250’şer TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini davacı eş … için 200.934,07 TL, davacı evlatlar … için 5.876,35 TL, … için 7.448,16 TL, … için 35.741,42 TL’ye yükseltmiştir.

Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile davacı … için 200.934,07 TL, … için 5.876,35 TL, … için 7.448,16 TL, … için 35.741,42 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, kaza tarihinin 21.2.2013 olmasına, davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açmasına, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacı da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketi sorumlu olacağına (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 esas,2013/74 karar sayılı, HGK’nun 18.11.2015 gün ve 2014/17-691 Esas- 2015/2626 Karar sayılı ilamları uyarınca) göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK’nın 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK’nın karşılık 297/1-2. maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.

Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.

Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.

Somut olayda mahkemece hukukçudan aldırılan 26.2.2014 tarihli bilirkişi raporunda aylık asgari ücretin 1,94 katı oranında gelir esas alınarak davacıların toplam zararı 334.650,48 TL hesaplanmış olup zarar poliçe limiti olan 250.000,00 TL’yi aştığından, garameten paylaştırma sonucu; davacı eş … için 200.934,07 TL, davacı evlatlar … için 5.876,35 TL, … için 7.448,16 TL, … için 35.741,42 TL tazminat hesaplanmış ve davacılar davasını bu rapora göre ıslah etmiştir. Davalı tarafça hesap raporuna itiraz edilmesi üzerine bu kez aynı bilirkişiden aldırılan 30.6.2014 tarihli ek raporda ise aylık asgari ücretin 1,61 katı oranında gelir esas alınarak davacıların toplam zararı 287.185,11 TL hesaplanmış olup zarar poliçe limiti olan 250.000,00 TL’yi aştığından, garameten paylaştırma sonucu; davacı eş … için 202.366,05 TL, davacı evlatlar … için 5.704,86 TL, … için 7.230,78 TL, … için 34.698,31 TL tazminat hesaplanmıştır.

Mahkemece hükmün gerekçesinde desteğin 1.250,00 TL üzerinden aylık geliri olduğunun kabulü ile hesaplamanın esas alındığı belirtilen rapor esasen 30.6.2014 tarihli ek bilirkişi raporu olup ek raporda da davacı evlatlar …, … ve … için kök rapordan daha düşük tazminat belirlendiği halde, mahkemece adı geçen davacılar yönünden çelişki oluşturacak şekilde ek raporun hükme esas alındığı belirtilip kök rapordaki verilere göre davalı aleyhine fazla tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

3-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, duruşmada vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 25/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sosyal Medyada Paylaş

Leave a Comment